Yozgat

Dilara
2 min readJun 7, 2021

--

Herkesin küçük gördüğü, benim ise yeni başlangıçlara koştuğum il… Dışardan bakılınca kuru, işe yaramaz toprak ve her yer dağlık gözüktüğü kabul. Benim gözümden ise; dağlarda kamp yapmaya fırsat veren, biriken su birikintisinde bulunan kurbağalara ekmek götürmek, akşamları kızıllaşan gökyüzüne bakarak hafif esen rüzgara karşı gözlerimi kapatmak…Akşam yemekten sonra kampüse gidip, kampüs canları ile oyun oynamak kısaca doğanın tadını çıkartmak için harika bir şehir olduğunu söyleyebilirim.

Huzur içinde uyu miskinim…

Hele ki ruh eşimi bulduğum an. Dünyanın en şanslı insanlarından birisi olduğumu söyleyebilirim.

Çamlık göletine doğru siz hiç yuvarlandınız mı? -15 derecede kamp yaptınız mı? Bir sabah hadi yürüyerek ormana gideceğiz diyerek, kampüsten çamlığa yürüdünüz mü? Nereye dikildiği bile bilinmeyen bizce gizli meyve ağaçların dalından meyve yediniz mi? Dağlarında yürürken, geri dönüp baktığımda yaşadığım mutluluk…Ben hepsini yaşayabildim. Bu yüzden yaşayabilene güzel bir il-tercihlere sonsuz saygı-.

Göğe bakalım ❤

Hayatıma kimsenin karışmasına izin vermedim. Kültür olarak biraz sıkışık kalmış bir ildir, Yozgat. İnsanları sizi hep yargılar, düşünün kafe hayatında aktif değilsiniz diye eleştiriliyorsunuz. Oysa benim derdim; ÖZGÜRLÜK. Ben yanıma aldığım bir kaç yiyecek ile dağda yaptığım kahvaltıda daha çok mutlu oluyorum oysa, kimse bunu bilmiyor. Kahvaltı esnasında, göç güzergahına denk gelerek leyleğin su içerek mola vermesini izlemeyi tercih ederim. Yanımızda da kampüs köpekleri varsa o kahvaltı muazzam oluyor. 4 duvar içerisinde bu hazzı alabilir miyim? ASLA.

Son olarak; kısacık, misafir olduğumuz dünyada, daha özgür yaşayabilme dileğiyle….

(Alkış atarak destek olur musunuz?-50 tane alkış atabiliyorsunuz-❤)

--

--

Dilara

Eğlenmeye meraklı, bilime aşık, doğa/sokak hayvanları dostu, ayrıca TÜBİTAK bilim projesine sahip; Moleküler biyolog. https://www.linkedin.com/in/biogeneticist/